KISACA MİKROBİYOTA
- DYT. Sevde Evcim
- 2 Eki 2019
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 29 Kas 2019
Uzanca tanımlayacak olursa barsakdaki mikroorganizmalar topluluğu ve vücudumuza etkileri.
Evet yalnız yaşamıyoruz bizde birer konakçıyız. Kulağa biraz ürkütücü gelse de bu mikroorganizmaların çeşitli olumlu etkileri de var ve barsak örüntümüzü değiştirerek YARARLI bakteri sayımızı arttırmak ZARARLILARI azaltmak üstelik bizim elimizde.
Fakat burada yanlış anlaşılmaması gereken konu barsaktaki dengenin bozulmamasıdır. Zararlı olarak nitelendirdiğimiz bakterilerin işleyişte çeşitli yararlı etkileri de olabileceğidir.
HERŞEY BİR DENGE İÇİNDEDİR.
Yaşamızın ilk zamanları mikrobiyotamız olmadan doğarız ancak doğumdan hemen sonra bebeğin bağırsağı, anneden ve çevredeki ortamdan gelen bakteriler tarafından örüntülenmeye başlar. Bakteri çeşitliliği oldukça önemlidir. Normal doğumda annenin bütün anatomik mikrobiyotasının bebeğe geçerken, ne yazık ki sezaryen doğumla bu sağlanamamaktadır. Annenin doğum şeklinin yanı sıra stres, beslenme şekli, sütün yapısı bile bebeğin mikrobiyotası üzerinde oldukça etkilidir. Ve yaklaşık 3 - 4 yaşına kadar karasız bir şekilde örüntüsü devam eder (1).
Mikrobiyotanın en büyük görevlerinden biri ise bağışıklık sistemimizi eğitir. Ve her bireyin kendine özgü mikrobiyota örüntüsü vardır. Tıpkı parmak izi gibi (2).
Üstelik tükettiğimiz gıdalar mikrobiyotayla ilişkili olarak beyin barsak iletişimini etkileyerek günlük duygu durum değişikliğine sebep olabiliyor.
Duygu durumu beyin - barsak bariyeri dediğimiz sistem üzerine etki etmektedir özellikle depresyon, bipolar bozukluk, epilepsi, otizm, nörolojik hastalığı olan bir çok bireyde çeşitli diyetler uygulanarak (Ketojenik, GAPs, Kalori kısıtlaması, Polifenolik, Akdeniz diyetleri gibi..) bariyerin düzeltilmesi amaçlanmıştır.
Ve epilepsili kişilerde nöbetlerin AZALDIĞI otizmli çocuklarda beyin aktivitelerinin ARTTIĞI, depresif bireylerde olumlu beyin dalgalanmaları görülmüştür.
Bununla ilgili olarak TV’de Lifetime’ da bir programa örnek vermek istiyorum izleyenler bilir ismi ‘Fit To Fat To Fit’. Fit bir spor eğitmeni kısa sürede 30-35 kg gibi ciddi sayılarda kilo kazanarak danışanıyla birlikte aldığı fazlalığı spor ve diyet takviyesiyle kaybetmeye çalışıyor.
Tv de aynı zamanda çok güzel bir sosyal deneyde izleme şansını sunuyor bize bu program.
Eğiticiler birden hayvansal kaynaklı yağ ve protein içeriği aşırı fazla Karbonhidrattan oldukça zengin olan fast food tarzı beslenmeye yöneliyorlar. 2-3 hafta gibi kısa bir sürede programda da göreceğiniz üzere depresyon eğilimleri ağlama atakları ve evden çıkmama eğilimleri gösteriyorlar.
Bunun en büyük nedenlerinden birisi kendini beğenme algısının temelinde barsak floralarında meydana gelen değişim.
Çalışmalarda;
Yapılan prebiyotik desteğinin barsak florasını geliştirdiği
(yararlı bakteri miktarında artışa sebep olduğu) görülmüştür.
Yine glüten dostu ekmek tüketimininde aynı etkiyi gösterdiği görülmüştür (3).
Omega-3 den zengin cevizin diyete eklenmesi ile ilgili çalışmalarda ; 8 hafta boyunca günlük 43 gram ceviz tüketiminin, sağlıklı bireylerde yararlı bakteri oluşumunu destekleyerek bağırsak mikrobiyomunda bileşim ve çeşitlilikte önemli değişikliklere neden olduğu görülmüştür (1,4).
Yüksek tuzlu beslenme de barsakdaki patojen bakteri miktarının arttığı gözlemlenmiştir (5).
Görüldüğü üzere diyet hızla mikrobiyotayı değiştiren en basit ve en önemli çevresel etmenlerden birisidir. Tabiki biz diyetisyenlerin her zaman söylediği gibi diyetin süresi, dozu, yoğunluğu özellikle bireyselleştirilmiş olması gerekmektedir.
MUTLU GÜNLER :)
Kaynakçalar;
1) Bamberger, C., Rossmeier, A., Lechner, K., Wu, L., Waldmann, E., Fischer, S., … Parhofer, K. G. (2018). A Walnut-Enriched Diet Affects Gut Microbiome in Healthy Caucasian Subjects: A Randomized, Controlled Trial. Nutrients, 10(2). doi:10.3390/nu10020244
2) den Besten, G., van Eunen, K., Groen, A. K., Venema, K., Reijngoud, D.-J. ve Bakker, B. M. (2013). The role of short-chain fatty acids in the interplay between diet, gut microbiota, and host energy metabolism. Journal of lipid research, 54(9), 2325–40. doi:10.1194/jlr.R036012
3) Costabile, A., Bergillos-Meca, T., Landriscina, L., Bevilacqua, A., Gonzalez-Salvador, I., Corbo, M. R., … Lamacchia, C. (2017). An In Vitro Fermentation Study on the Effects of Gluten FriendlyTM Bread on Microbiota and Short Chain Fatty Acids of Fecal Samples from Healthy and Celiac Subjects. Frontiers in microbiology, 8, 1722. doi:10.3389/fmicb.2017.01722
4) Costantini, L., Molinari, R., Farinon, B. ve Merendino, N. (2017). Impact of Omega-3 Fatty Acids on the Gut Microbiota. International journal of molecular sciences, 18(12). doi:10.3390/ijms18122645
5) Aguiar, S. L. F., Miranda, M. C. G., Guimarães, M. A. F., Santiago, H. C., Queiroz, C. P., Cunha, P. da S., … Faria, A. M. C. (2017). High-Salt Diet Induces IL-17-Dependent Gut Inflammation and Exacerbates Colitis in Mice. Frontiers in immunology, 8, 1969. doi:10.3389/fimmu.2017.01969
Commentaires